Türkiye'de ev sahibi olmak isteyenler, Merkez Bankası'nın faiz oranlarını indirmesini adeta dört gözle bekliyor. Aynı şekilde müteahhitler de yeni projelere başlayabilmek için faiz oranlarını büyük bir dikkatle takip ediyor. Ancak Merkez Bankası'nın politika fai­zinde aralık ayında başlattığı indirim konut kredisi faizlerinde aynı oranda bir karşılık bulmadı.

KONUTTA FİNANSMAN ORANI DÜŞÜK KALMAYA DEVAM EDİYOR

Konut almak için bankaların yolunu tutanlar, yüzde 3 civarında seyreden oranları görünce adeta hayal kırıklığı yaşıyor. Bu tabloda bankadan alınacak 1 milyon liralık bir finansmanın 120 aylık vadede geri ödemesi 3 milyonun üzerinde. Üstelik bu tutarın aylık taksit ödemesi de 28 bin lira civarında olunca zaten orta gelirlilerin büyük kısmı bu fiyatlar karşısında hareket edemiyor. Ayrıca bankadan alınacak bir milyonluk bir kredi de özellikle büyükşehirlerde ortalama 4 milyondan başlayan bir konutun finansmanını karşılama konusunda da yeterli değil. Bu en düşük fiyatlı konuta sahip olabilmek için de en az 3 milyon peşinat ve bir milyonluk banka kredisi şartını sağlamak gerekiyor. Bu miktar peşinatı olmayan yine ev sahibi olamıyor.

KONUT FİYATLARI ARTMAYA DEVAM EDİYOR

Yüksek seyreden enflasyon ortamında müteahhitler; işçi, arsa ve malzeme maliyetlerini gerekçe göstererek fiyatları yukarıya taşıyor. Konut fiyatları hızla artarken konut finansman oranı düşmeyince orta gelirlinin konut ihtiyacı büyüyor. Bu ortamda konut sahipliği oranı da düşük kalmaya devam ediyor.

EN BÜYÜK MAĞDURLAR SABİT GELİRLİLER

Konut piyasasında yaşanan bu durumun en büyük mağduru ise sabit gelirliler. Özellikle işsizler, emekliler ve asgari ücretliler bu grubun başını çekiyor. Maaşlar sabit kalırken fiyatların hızla yükselmeye devam etmesi bir yandan konuta olan ihtiyacın hala çok yüksek kalmasına sebep olurken diğer yandan da konut sahipliği edinim oranının da düşük kalmasına neden oluyor. Konutta fiyatlar artarken finansman yüksek seyredince konutu alt ve orta gelirli değil sadece yüksek gelirliler satın alabiliyor.